Birgün zamanı bükerken

   (tut ki;) Birgün evden çıktım işe gidiyorum. Bugün tuhaf birgün zira sağımdan solumdan ışık hüzmeleri geçiyor. Bir an panikliyorum ama sonradan hatırlıyorum ki bilim adamları zamanı bükmeyi başarmışlar. Vay be ne buluş ama! Yıllardır üzerinde çalışmalar yapılırken sonunda gerçek oldu. Bundan 20-30 sene önce Hiro Nakamura(bir zamanlar sevilen dizi Heroes’un başkahramanı)’ya gülüyorduk şimdi zamanı büküyoruz. Acaba bize kimler gülüyordur?

Peki nasıl oluyor bu iş? Herkes her an zamanı bükebilir mi? Bir kere bu iş bir yetenek. Herkes beceremiyor. Fakat işin içinde bilimsel gelişmeler de var bu yeteneğe sahip kişilere moleküler katalizör enjekte ediliyor. Bu sayede zamanı yavaşlatmak mümkün olabiliyor.  Bunun yanında herkesin hücreleri bu aşıya tepki göstermiyor.

Buraya kadar fena olmadı:) Peki biz 3-5 kişi aynı anda zamanı bükersek ne olur? Zaman kıvrım kıvrım olur. Yavaşlamış bir zamanda bir sürü insan birarada olur ve orada zaman herkese yavaş olduğundan aslında o zaman normal zaman diğer zaman bükülmüş zaman olur.

Ama bilime inananlar bilir ki hiçbir madde yoktan var olmaz vardan da yok olmaz. Yani; doğanın dengesi gereği bu gelişme yanında başka problemleri getirmeli ki bu hayat döngüsü çok sapmadan devam etsin. O yüzden bu zaman bükme yeteneği zamanla artılardan çok eksilere sahip bir hal alır ve bu mevzu artık (gelecek için)  antik yazıtlara ait bir hikaye ye dönüşür.

tutun ki böyle oldu!…

2 thoughts on “Birgün zamanı bükerken”

  1. Birden fazla insan zamanı ve mekanı bükerse ne olur söyleyim sana paralel universes olur 🙂

    database gibi lock konulmaz yane mekana ve zamana 🙂

    system adminim benim hehe

  2. battal gazi filmlerindeki gibi "Allahım bana guc ver..heyyttt" diyerekten parmaklıkları bükmesi gibi zamanı bukebilen babayiğitler de cıkacaktır elbet ileriki zamanlarda(yukarıdaki varsayımlardan yola cıkarak söylüyorum):P

    ancak şu da var ki zaten görelilik kuramıyla zamanı bi nebze olsun bükebilmekteyiz. çünkü zaman bizim içn sadece bir kavramdan ibaret(misal ilk saat yapıldığında ay, güneş vs. olmasa adam saati neye göre ayarlayacaktı).

    Bundan ayrı olarak zamanın boyutsal tarafı burda birkaç paragrafta anlatılamayacak kadar büyük. zaman boyutunda gercekten bir bükme yapıp da aynı zamanda fiziksel bir bedene sahip olmak(ki imkansız, ışık hızına ulaşmış bir cismin hacmi minimumda(sıfır gibin bşi) kutlesi maksimumdadır), bilincin buna dayanıp dayanamayacağı(var olup olmayacağı) vs. ise ayrı bir tartışma konusu tabi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.